EN DOĞRU HABER

Galatasaray-Başakşehir maçının ardından olay yaratan sözler! ‘Artık tarihe karıştı…’


Şansal Büyüka: Donk diye vurdular Spor yazarları Galatasaray’ın Başakşehir’i 3-0 mağlup ettiği mücadeleyi değerlendirdi. “Galatasaray iyi takım…. İyi oynar, kötü oynar, bu gerçeği değiştirmez: Galatasaray iyi takım… Kadrosu iyi, hocası daha iyi, şampiyonluk yarışındaki tecrübesi iyiden de iyi…Galatasaray, daha üstün göründüğü maçta, Başakşehir kalesine “Donk… Donk” diye iki çivi çaktı. Ya da balyoz gönderdi, ya da füze fırlattı.”
Bu gollerin yakıştırmasını nasıl yaparsanız yapın. Çok darbeli, çok net, sertliğinden “Donk” diye ses çıkartan iki gol… Önce Onyekuru’dan, sonra Donk’tan… Donk’un ilk goldeki olağanüstü asisti, belki de Onyekuru’nun golünden çok daha marifetliydi. İlk golün asistini yapan Donk, ikinci golde de “Donk” diye topu ağlara yapıştırdı. Bu Donk bir başka adam… Orta saha oynar, sıkışırsın santrfor oynar, şimdi de kaç maçtır stoper oynuyor. Hem de süper oynuyor.
Başakşehir, oyun golsüz giderken kazandığı penatıyı atabilse, belki bir şans yakalayabilirdi. Ancak Giuliano’nun tıngır-mıngır ve göstere göstere vuruşu artık tarihe karıştı. Böyle penaltı atışı mı kaldı? Penaltı demişken, elli defa yazdım; ben bu el-yüz temaslarına temelden karşıyım. Dirsek varsa, maksat varsa, şiddetli temas varsa, tamam; faulü ver, kartını çıkart… Ama el ile yüzün teması var mı yok mu belli bile değil, “cart” penaltı… Belki kitaba uyuyordur ama benim aklıma uymuyor.
Galatasaray’ın yeni transferi Mustafa Muhammed iş yapar. Stoperlerin üstünden yükselip auta gönderdiği kafa vuruşunda bile yükselişi, kafa vuruşunun darbesi etkili bir oyuncu olduğunu gösterdi. Penaltıyı Mustafa’ya attırmak akılcı bir hareketti.
Aykut Hoca’nın işi sıkıntılı… Elinde bitik bir Başakşehir var. Visca’nın acilen dönmesi gerekiyor. Santrforları suskun, transfer bitti. Başakşehir’in radikal bir kadro değişimi gerekiyor. Elbette bir başka bahara…Galatasaray hak ettiği bir maçı kazandı. Zaten kötü oynarsa kaybettiğine göre, her maçı rakiplerinden daha iyi oynamak zorunda… Allah’ı var, oynuyor da…
Elbette hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray maçı… Gündüz maçında Fenerbahçe’yi, akşamında Galatasaray’ı izledim. Fenerbahçe özellikle ikinci yarısını çok kötü oynadığı maçı kaleci Altay’ın az rastlanır oyunuyla kazandı. Galatasaray, Fenerbahçe’den daha iyi oynuyor. Bu kesin… Aradaki futbol farkının sonuca etkisi olur mu derseniz, olmaz. Çünkü bu iki takımın sağı- solu belli olmaz.
Osman Şenher: Derbi Morali Galatasaray üç haftadır harika futbol oynamasa da kazanmasını biliyor. Dün gece Başakşehir maçının zor geçeceğini tahmin ediyorduk. Uzun zamandan beri bir türlü toparlanamayan turuncu lacivertliler, yeni teknik direktörü Aykut Kocaman ile iyi bir başlangıç yaparak kötü gidişata dur demek için sahaya çıkmıştı. Ama sarı-kırmızılılar kalite olarak, hırs olarak rakibinin çok önünde.
İlk yarı defansta, orta sahada üstünlük Galatasaray’daydı. Buna karşın girdiği gol pozisyonu ise yok denecek kadar az. Bunun da tek sebebi, Babel iyi niyetle oynamasına rağmen santrfor becerileri yok. Arda Turan markajdan kurtulamadı. Etebo ile Taylan, ikisi de 6 numara ve bu isimler hücuma destek vermeyince pozisyon bulmakta zorlanan bir Galatasaray seyrettik. Ama Donk’un harika pası, Onyekuru’nun aynı güzellikteki kafa vuruşu devreyi galibiyetle kapamalarını sağladı.
İkinci yarı yeni transfer santrfor Mustafa ve Belhanda’nın oyuna girişi hücum anlamında takımlarını rahatlattı. Neticede Donk’un muhteşem kafa vuruşu Cim Bom’u rahatlattı.
Burada yeni transferlere parantez açmak istiyorum. Onyekuru müthiş bir istekle oynuyor ve skoru değiştirecek son vuruşlar yapıyor. Gaziantep maçında iki gol attı, dün gece bir gol attı, bir de penaltı kazandırdı. Penaltıyı da yeni transfer Mustafa gole çevirdi. Mısırlı futbolcu rakibe baskı yapan, çok hareketli, yetenekli aynı zamanda da çok kuvvetli bir santrfor. Onyekuru da Mustafa da harika transferler.
Tabii ki sarı-kırmızılılara Yedlin ve Fernandes de katılınca daha hızlı top oynayan, rakibine baskı yapan, hücuma çok çabuk çıkan bir Galatasaray seyredeceğiz.
Üç gol atılmasına rağmen dün geceki maçta oynanan futbol ölçü olamaz. Derbi maçı öncesi sakatlık korkusu, kart görme tedirginliği gibi nedenlerle futbolcular gerçek performanslarını sahaya koyamadılar. Buna rağmen Fenerbahçe mücadelesi öncesi üç farklı galibiyet alarak moral buldular.
Başakşehir’e gelince… Çok büyük sıkıntı yaşıyorlar. Futbolcuların öz güvenleri kaybolmuş. Aykut Kocaman iyi bir hoca. Bu sıkıntıları biraz daha yaşasalar da ben bu takımın çok değil, iki hafta içerisinde daha iyi futbol oynayacağına inanıyorum.
Ali Ece: Acil çıkış çekici Donk Donk, ilk olarak havadan Beckhamvari bir kavisle arka direkte gol pususuna yatan Onyekuru’ya yaptığı asistle klasını konuşturdu. Tecrübeli futbolcu, 2. yarıda da acil çıkış çekici misali devreye girdi ve usta işi kafa gollerinden birine imza atarak 3 puanı takımının cebine koydu.
Galatasaray, ilk yarıda yüzde 74 oranda topa sahip olsa da oyun temposunu yeteri kadar yükseltemediği için gol beklentisi 0.44’te kaldı. Etebo için kötü oyuncu diyemem ama şu ana kadar 11’de başladığı maçların neredeyse hiçbirinde Galatasaray’ın oyun kalitesini yükselten seviyede bir performans da sergileyemedi. Onyekuru’nun gelmesiyle sol önden sol içe kaydırılan Arda da ilk 45’te daha önceki maçlarda sol önde olduğunun yarısı kadar etkili olamadı. Galatasaray, tıpkı Gaziantep’teki gibi önce Muslera ile durdurdu sonra Onyekuru ile golü buldu.
Muslera hiç zorlanmadı Giuliano’nun o penaltı feyki ile değil Muslera’yı alelade bir kaleciyi bile aldatması imkânsıza yakındı. Başakşehir topla oynama oranına nazaran daha çok pozisyona girmiş gözükse de kaçırdıkları penaltı dahil çektikleri şutların hiçbiri Muslera’yı zorlayabilecek cinsten değildi. İlk 45’te iki takım da paslaşarak rakip kaleye gidemeyince çok ama etkisiz ortalar izledik. Misal Galatasaray ilk yarıda 12 orta yapsa da sadece 3’ü isabetliydi. Lakin bunlardan birisi alelade bir ortadan çok Donk’un havadan Beckhamvari bir kavisle bakarak, görerek arka direkte gol pususuna yatan Onyekuru’ya yaptığı asistti.
Derbiyi düşünerek… Fatih Terim de Arda ve Etebo’nun ilk yarı performanslarını ve kolektif oyun seviyesinden memnun kalmamış olacak ki 2. yarıya hem oyuncu hem de oyunu değiştirerek başladı. Belki Galatasaray’ın ofansif açıdan daha üretken oynadığı maçlar var ama hafta sonu derbiyi de düşünerek Galatasaray’ın 2. yarıdaki gibi daha sağlam bir oyun oynaması gerekiyordu, bunu başardı. Donk 2. yarıda da acil çıkış çekici misali devreye girdi ve Süper Lig’de sıkça attığı usta işi kafa gollerinden birine imza atarak 3 puanı takımının cebine koydu.
Erman Özgür: Koruyucu melekler Galatasaray Aykut Kocaman ile işin savunma disiplinini ön plana almış Başakşehir’e karşı ilk yarıda çok zorlandı. Hücumda üretkenlik beklenen Arda, Emre Kılınç gibi oyuncular düşük tempolarda kalınca pozisyonda bulmakta zorlanan Galatasaray bir de Marcao’nun Epureanu’ya yaptığı penaltıdan golü yese tam anlamıyla kabus görebilirdi. Ancak takımın koruyucu melekleri bir bir sahneye çıktı.
Önce Muslera kurtardığı penaltı ile Başakşehir’in direncinin artmasını engelledi, sonra kısır geçen oyunu Donk’un ortasında harika bir koşu ve vuruşla bitiren Onyekuru ilk yarının kahramanı oluverdi. İkinci yarıya oyundan memnun olmayan Fatih Terim’in oyuncu değişiklikleri ile başlamasına rağmen topa daha fazla hakim olan taraf Başakşehir’di.
Forvet bölgesinde formda oyuncuları olmaması ise bu topa sahip olmayı anlamsız kıldı. Pozisyon çıkaramadılar. Sonra sahneye Donk çıktı. Belhanda’nın kornerinde çok net bir kafa vuruşu ile Başakşehir’in puan alma ihtimalinin üstünü çizdi. Sonuçta Galatasaray Onyekuru transferinin ve Muslera’nın dönüşünün tadını çıkarmaya devam ederek 3 puanı cebine koydu.
Gecenin sorusu Aykut Kocaman Başakşehir’i toparlar mı? Başakşehir için hedef takımı olmak bu sezon için mümkün değil ancak savunma disiplinini oturttuğu andan itibaren bu kadronun Aykut Kocaman’la yukarılara çıkacağını düşünüyorum.
Maçın starı Muslera ve Onyekuru’nun hakkını vererek maçın yıldızının Donk olduğunu söyleyebilirim. Maçın en sıkıntılı anında yaptığı harika asistin yanında attığı kafa golü ile maça damgasını vuran oyuncuydu.
Maçın olayı Fatih Terim’in skoru almış olmasına rağmen oyundan memnun olmayarak yaptığı 2 değişiklik çok doğruydu. Gaziantep maçından sonra bu maçta da yaptığı hamlelerle Fatih Terim de çok formda olduğunu gösterdi.
Kısa mesaj Guiliano’nun kaçırdığı penaltı olmasa maçın hikayesi değişebilirdi ama bu sezonun şampiyonluk yolundaki en önemli belirleyicileri kaleciler olacaksa Galatasaray bu konuda çok şanslı diyebilirim.

Exit mobile version